Back to top arrow

Kur’an: Ulu Tanrı elçilerini neden gönderir?

Bu da ilk uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır. 53/56 (23)

Doğrusu kâfirler kendi içlerinden uyarıcı bir peygamber geldiğine şaşırdılar da dediler ki: “Bu şaşılacak bir şeydir! 50/2 (35)

Kendi içlerinden kendilerine bir uyarıcı geldi diye şaşıp kaldılar. Ve şöyle dedi bu nankörler: “Bu adam yalanlar düzen bir büyücü…” 38/4 (38)

De ki: “Ben, sadece bir uyarıcıyım. O Vâhid ve Kahhâr Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur.” 38/65 (38)

“Bana, sadece açık bir uyarıcı olduğum vahyediliyor.” 38/70 (38)

Onlar arkadaşlarında herhangi bir cinnet bulunmadığını hiç düşünmediler mi? O, açık bir uyarıcıdan başka biri değildir. 7/184 (39)

De ki, ben kendi kendime Allah’ın dilediğinden başka ne bir menfaat elde etmeye, ne de bir zararı önlemeye malik değilim. Ben eğer gaybı bilseydim daha çok hayır yapardım ve kötülük denilen şey yanıma uğramazdı. Ben iman edecek bir kavme müjde veren ve uyaran bir peygamberden başka biri değilim. 7/188 (39)

Biz, seni ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. 25/56 (42)

Sen sadece bir uyarıcısın! 35/23 (43)

Ş
u bir gerçek ki, biz seni hak ile bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinden bir uyarıcı gelip geçmemiş olsun. 35/24 (43)

Kitaplar içinde sana vahyettiğimiz kitap da kendinden öncekileri tasdik edici olmak üzere bir haktır. 35/31 (43)

Yeminlerinin tüm gücüyle Allah’a ant içmişlerdi ki, eğer kendilerine bir uyarıcı gelirse, ümmetlerin herhangi birinden çok daha doğru bir gidiş üzere olacaklar. Fakat uyarıcı onlara gelince, bu onlara nefretle kaçıştan başka bir katkı sağlamadı. 35/42 (43)

Biz Kur’ân’ı senin dilin üzere kolaylaştırdık ki, onunla Allah’tan korkup sakınanları müjdeleyesin, inat edenleri de korkutasın. 19/97 (44)

“Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.” 26/115 (47)

Biz bu Kur’an’ı hak olarak indirdik, O, bütün hakikatleri içinde toplayarak indi. Ey Peygamber! Biz seni ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. 17/105 (50)

Ki başkasına değil, yalnız Allah’a ibadet edesiniz! Kuşkusuz, ben size O’ndan gelen bir uyarıcı ve müjdeciyim. 11/2 (52)

Şimdi belki sen, “Ona bir hazine indirilse, ya da beraberinde bir melek gezip dolaşsa ya!” diyorlar diye sana vahyolunan vahyin bir kısmını terkedecek olursun ve bundan dolayı da göğsün daralır. Sen yalnızca bir uyarıcısın. Allah ise her şeye vekildir. 11/12 (52)

Andolsun ki, vaktiyle Nuh’u da kavmine gönderdik, O, onlara şöyle dedi: “Ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım.” 11/25 (52)

Peygamberlerin haberlerinden, kendileriyle senin kalbini pekiştirdiğimiz her bir haberi sana aktarıyoruz. Bunlarda, sana hak, mü’minlere de bir öğüt ve hatırlatma gelmiştir. 11/120 (52)

De ki: “Şüphesiz ben apaçık bir uyarıcıyım.” 15/89 (54)

Biz peygamberleri, ancak rahmetimizin müjdecileri ve azabımızın habercileri olmak üzere göndeririz. 6/48 (55)

Bu Kitap (Kur’ân), kendinden önceki kitapları tasdik eden, şehirler anası (Mekke) halkını ve çevresindeki bütün insanlığı uyarman için indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. 6/92 (55)

Hayır o, hak ile geldi ve bütün peygamberleri tasdik etti. 37/37 (56)

Yemin olsun, onların içlerinde uyarıcılar görevlendirmiştik. 37/72 (56)

Biz seni ancak bütün insanlara bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmezler. 34/28 (58)

De ki: “Size, bir tek şey öğütleyeceğim: Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkın, sonra da iyice düşünün!” Arkadaşınızda cinnetten eser yok! O, şiddetli bir azap öncesinde sizi uyaran bir kişiden başkası değil. 34/54 (58)

O, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmiştir. Fakat insanların çoğu yüz çevirmişlerdir. Artık onlar gerçeği işitmezler. 41/4 (61)

Çünkü biz, Rabbinin bir rahmeti olarak peygamberler göndermekteyiz. 44/4 (64)

De ki: “Ben Peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben ancak bana vahyedilene tabi oluyorum. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım. 46/9 (66)

Kur’ân’dan önce de bir rehber ve rahmet olarak Musa’nın kitabı Tevrat vardı. Bu Kur’ân ise zulmedenleri uyarmak, iyilik yapanları müjdelemek için Arap lisanı ile indirilen ve kendinden öncekileri tasdik eden bir kitaptır. 46/12 (66)

Ad kavminin kardeşini (Hûd’u) an. Zira o, kendinden önce ve sonra uyarıcıların da gelip geçtiği Ahkaf bölgesindeki kavmine: Allah’tan başkasına kulluk etmeyin. Ben sizin büyük bir günün azabına uğramanızdan korkuyorum, demişti.  46/21 (66)

O halde Allah’a kaçın/sığının! Ben size O’ndan gelmiş açıklayıcı bir uyarıcıyım. 51/50 (67)

Allah’ın yanına başka bir ilah koymayın! Ben size O’ndan gelmiş açıklayıcı bir uyarıcıyım. 51/51 (67)

Halbuki biz peygamberleri ancak müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. 18/56 (69)

„Kendilerine yakıcı bir azap gelmeden önce kavmini uyar’‘ diye Nuh’u kendi kavmine gönderdik. 71/1 (71)

Nuh dedi ki: “Ey toplumum! Hiç kuşkunuz olmasın, ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım.” 71/2 (71)

Bu Kur’ân, kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın ancak bir tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye insanlara gönderilmiş bir tebliğdir. 14/52 (72)

Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik. 21/107 (73)

 Yoksa “Onu uydurdu” mu diyorlar?! Hayır, haktır o; senin Rabbindendir; senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman içindir. Umulur ki, doğruya ve güzele kılavuzlanırlar. 32/3 (75)

De ki: “Bilgi Allah’ın katındadır. Bana gelince, ben ancak açıkça uyaran biriyim.” 67/26 (77)

Söyle; her kim Cebrail’e düşman ise iyi bilsin ki, Kur’an’ı senin kalbine Allah’ın izniyle kendinden önceki vahiyleri onaylayıcı, müminlere hidayet ve müjde kaynağı olmak üzere o indirdi. 2/97 (87)

Şüphe yok ki, Biz seni hak ile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi olarak gönderdik. Sen, o cehennemliklerden sorumlu değilsin. 2/119 (87)

İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere kitapları hak olarak indirdi. Kendilerine apaçık âyetler geldikten sonra o konuda ancak, kitap verilenler, aralarındaki kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenleri, kendi izniyle, onların hakkında ayrılığa düştükleri gerçeği öğretti. Allah, dilediğini doğru yola iletir. 2/213 (87)

O, sana kendisinden öncekileri tasdik edip doğrulayan bu kitabı hak ile indirdi. 3/3 (89)

Ey peygamber! Biz seni hem bir şahit, hem bir müjdeci, hem bir uyarıcı olarak gönderdik. 33/45 (90)

Peygamberleri müjdeciler ve azab habercileri olarak gönderdik ki, peygamberlerden sonra insanların Allah’a karşı bir bahaneleri olmasın. Allah mutlak üstündür, yegane hikmet sahibidir. 4/176 (92)

Küfre sapmış olanlar şöyle derler: “Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!” Sen sadece bir uyarıcısın ve her topluluk için doğruyu ve iyiyi gösteren bir önder vardır. 13/7 (96)

Allah onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. Ey inanan akıl sahipleri! Allah’tan korkun. Allah size gerçekten bir uyarıcı (kitap) indirmiştir. 65/10 (99)

De ki: Ey insanlar, ben size ancak apaçık bir uyarıcıyım. 22/49 (103)

Şu bir gerçek ki, biz seni, bir tanık, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. 48/8 (111)Ardından o peygamberlerin izleri üzere Meryem oğlu İsa’yı gönderdik. Tevrat’tan yanında bulunanı doğruluyordu. Ona İncil’i verdik. Hidayet ve ışık vardı onda. Tevrat’tan yanında olanı tasdikleyici idi. Doğruya ve güzele kılavuzdu, takvaya sarılanlara bir öğüt. 5/46 (112)

Not: Ayetler iniş sırasına göre dizili. İniş sayısı parantez içinde.